Kalemimden
Bir şey için çok heveslendiğiniz, emek verdiğiniz ve karşılığını alamadığınızı hissettiğiniz oldu mu hiç?
Umarım olmamıştır, ama olduğunu sanıyorum.
Benim oldu. Birkaç kez.
Şuan başka bir gönderi üzerinde çalışırken birden aklıma şöyle bir düşünce düştü. ''Tamam yazıyorsun. Ve biliyor musun; belki de o okunup defalarca kez yorum alan blogların bazılarından çok daha özenle yapıyorsun bunu. Peki neden senin okunma sayın sadece kendi girmenle artıyor? Boş versene. Nasıl olsa okunmayacak.''
Sonra buraya geldim. Ve belki de kendi kendime küçük çaplı bir isyanda bulunuyorum. Pes mi ettim? Hayır. Daha yazmayacak mıyım? Tabi ki yazacağım. Burası benim mekanım. Evet gönderi sayım sık değil. Evet 18 yaşındayım ve yeni bir şeyler paylaşmaya çalışıyorum. Gerekirse kendi yazdığımı kendim okurum ama burayı asla bırakmayacağım. Olay aslında ne kadar istediğinizle de alakalı; kendinizi ileride nelerle, nasıl görmek istediğinizle. Hayallerinizle. Ben bunu çok istiyorum ve üniversite hayatımla birlikte bu blogu geliştirmenin de en büyük amaçlarımdan biri olduğunu söyleyebilirim.
Mesela şuan. Bu yazıyı tüm dünyayla paylaşıyorum ama aslında kimseyle paylaşmıyorum. Metaforik değil mi? Metaforik ama samimi. Hep aklıma gelir. Bence herkes paylaşmak için yaşar. Paylaşmak çok geniş bir kelime. Çok anlama gelir. Sınırlandırılamaz. Ama her halükarda sonuç nettir : Paylaşmak yaşamın bir parçasıdır.
Merhaba!
Merhabayı ise bu kısımda demek istedim, bu yazıyı okuyan kişi. Eğer sen de bu tarz düşüncelere kapılırsan demek istediğim şu ki; asla yalnız değilsin. Ve hayaller için çabalamak en güzel şeylerden biri. Yani olay ne olursa olsun doğru yolda koşuşturmaya, kendimizi geliştirmeye, çalışmaya, okumaya, yazmaya, paylaşmaya devam!
Sevgiyle kal.
Kalem, aklın dilidir. - Miguel de Cervantes
Deniz | 31.08.17 - 23.06
Yorumlar
Yorum Gönder