Mean Girls (2004) | Film Eleştirisi

Amerikan gençlik draması öncülerinden biri olan Mean Girls’ü, vizyona girdiği dönemin objektifinden değerlendirelim. Clueless (1995), 10 Things I Hate About You (1999) gibi mainstream filmlerin ardından benzer bir temayla/kurguyla gelmesine rağmen onlar gibi büyük başarıya ulaşan filmler arasında.

Filmde Amerika’daki lise hayatının renkli alıntılamalarını izlerken bir yandan da sosyal gerçeklerin göz ardı edilmediğini de görüyoruz. Öğrencilerin daha lisede olmalarına rağmen kendilerini sınıflandırmaları (kendi aralarında katı ve acımasız bir hiyerarşiye sahip olmaları), popüler kız grubu ve birbirlerine zorbalıkta bulunmaları sadece Amerika’ya özgü olmasa bile bu tarz bir lise hayatının öyle olduğu kesin. Bununla birlikte filmde eğitim gördükleri yer bir devlet lisesi, ve bu lise Donnie Darko’dakinden çok daha farklı işlenmiş. Donnie Darko’da kurguya uygun olarak okul sıradan ve iç karartıcı olarak aktarılıyor. Fakat öğrenciler arasındaki ilişkilere baktığımızda ‘ergen’ profilinin her yerde benzer davranışlarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Regina George’lar, Cady’ler her zaman her yerde görülebilir. 

Bir kıyaslama daha yapacak olursak, 2007’de yayınlanmaya başlayan Gossip Girl dizisinde bir çok Mean Girls izine rastlamak mümkün. Hatta belki de uzun uzun işlenmiş dizi versiyonu bile denebilir. O kadar ki finallerine baktığımızda da neredeyse hikayelerini aynı şekilde noktaladıklarını görüyoruz. Mean Girls’te nasıl her şey tatlıya bağlanıyorsa ama yeni nesil bir ‘plastik’ grubu daha doğduysa, Gossip Girl’de de her şey çözülür ama son sahnede yeni bir Gossip Girl’ün daha başladığı izlenimine kapılırız
.  

Konu ve anlatılmak istenenler açık. Cady’nin yeni tanıdığı ortama adapte olmaya çalışırken içinden geçirdiklerinin kafa sesiyle aktarılması olayların daha da net anlaşılmasını sağlıyor. Renkli kostümleri ve adeta bir akım başlatan – you can’t sit with us- diyaloglarıyla sadece bir gençlik filmi olmanın ötesine geçen Mean Girls’ü izlerken karakterlerin başlarından geçen şeylerin gerçekte gerçekleşme olasılığına odaklanmak yerine genel mesaja bakmak gerek. Cady’nin başından geçenler, alışık olmadığı yeni bir ortama uyum sağlamaya çalışan herhangi birinin başına gelebilir. Her ne kadar kolay adapte olup kendini plastik rüyasına kaptırdıysa da hatalarını fark etmesi ve eninde sonunda yine kendi kişiliğini ortaya koyması buna güzel bir örnek.  

Mean Girls izlerken sadece Cady’nin değişimine değil aslında filmdeki çoğu karakterin değişimine-gelişimine tanık oluyoruz. Hikayesini aktırırken zaman zaman komediye de dönüşen bu gençlik filmi kimileri tarafından overrated olarak değerlendirilse de gençlik filmi dendiğinde hep ilk akla gelenlerden oldu ve olmaya da devam edecek gibi görünüyor. 

Deniz Başaran | Film Criticism